İMAM FETOŞ'LA TAYYİP'İN GÜÇ BİRLİĞİ YAPIP ORDUYU ÇÖKERTME GİRİŞİMİNE CANIM ÖYLE SIKILDI Kİ, FETOŞ GERÇEĞİNİ KAMUOYU İLE PAYLAŞMAYA BAŞLADIM:
FETULLAH İLE TAYYİP’İN FIRILDAKLARI NASIL BOZULUR?
Olmayan aklımla bu işi çözdüm. Geliştirmek, aklı olanlara…
Uygulamak da Türk Milletine düşüyor….
Fakat önce bu yazıyı incelenmeli ve tüm insanlarla paylaşılmalıdır:
FETULLAH AMERİKA’DA NE YAPIYOR?
ABD’li gazeteci (aynı zamanda öğretim üyesi ve eski FBI danışmanı) Paul L. Williams, Fethullah Gülen’in Pennsylvania’daki çiftliğine giderek izlenimlerini iki bölüm halinde yazdı.
İşte o yazılardan önemli satır başları:
“-Fetullah Gülen’in Saylorsburg Pennsylvania’daki çiftliğinde 100 dolayında kişi yaşıyor.”
“-Çiftlikte silahlı eğitim yapılıyor. Çevredeki Amerikalılar AK-47 silahlarıyla yapılan eğitimden duydukları rahatsızlığı FBI’ya iletmişler.”
“-Çiftlikte bir helikoper pisti bulunuyor ve helikopterler çiftliğin üzerinde alçak uçuş yaparak, çevredekileri rahatsız ediyorlar.”
“-Çitlikte güvenlik had safhada.”
“-Fethullah Gülen, dünyanın en tehlikeli İslamcısı.”
“-Fethullah Gülen’in serveti 30 milyar dolar civarında”.
“-Hiçbir resmi eğitimi olmamasına rağmen “Özel Yeteneğe Sahip Olanlar” statüsünden ABD’de oturma izni alması ilginç.”
“-Clintonlar ile güçlü bağları var.”
“-Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da Fethullah Gülen taraftarı.”
“-ABD’de 90 civarında okulu bulunuyor. Okulların çoğu şikayet konusu olmuş.”
“-Gülen’in amacı Osmanlı İmparatorluğu’nu ve halifeliği yeniden canlandırmak.”
“-Gülen kendisini ılımlı ve hoşgörülü olarak nitelendiriyor, ancak bunun böyle olmadığı çiftiliğe gidildiğinde ortaya çıkar radikal İslamcılar görüldüğünde hemen anlaşılıyor.”
“-Gülen, CIA’nın desteğiyle Türkiye başta olmak üzere birçok ülkede medreseler açıyor.”
“-Gülen’in yasadışı aktivitilerine FBI ve CIA sessiz kalıyor.””
ABD’DE YAYIN YAPAN BİR İNTERNET SİTESİ, FETULLAH’I VE İCRAATLARINI BAŞKAN OBAMA’YA İHBAR EDİYOR: Familiy Security Matters.org
“Fetullah Gülen’in satın aldığı 45 dönümlük arazi içinde CIA ajanları, Müslümanları eğitiyor.
Silahlı eğitim veriliyor, bu kimseler oldukça genç, sayıları yüzden fazla…
CIA’nın gerilla eğitimi verdiği bu gençler bu eğitimi ne kadar zamanda alıyorlar ve yenileri ne zaman geliyor, bilinmiyor.
CIA, devlete ait helikopterlerle bu çiftliği 24 saat havadan koruyor.
Terörizme karşı olan devlet politikamız bu yasadışı işlere nasıl izin veriyor?
Fetullah Gülen’in ABD topraklarında bir gerilla ordusu eğitmesi sizce normal mi?”
Başkan Obama bu sorulara cevap vermez, internet sitesi de şu başlığı kullanarak kamuoyuna duyurur:
OBAMA YÖNETİMİ PENSİLVANYA’DAKİ YABANCI MÜSLÜMAN MİLİSLERE GÖZ YUMUYOR…
CIA ajanları direkt Başkan Obama’ya bağlıdır ve bu yasadışı işlerin Obama’nın izniyle gerçekleştiği ortadadır.
FETULLAH İLE CIA ANLAŞMA İMZALAMIŞ…
Familiy Security Matters.org isimli internet sitesinde bakın neler var daha:
“Bu çiftlikte çok sayıda müslümana gerilla savaşı eğitimi veriliyor.
CIA helikopteri sürekli alçaktan uçarak çevredeki yerleşim alanlarında kalanları rahatsız ediyor.
Silah sesleri sürekli geliyor.
Fetullah Gülen son derece lüks bir dağ evinde kalıyor ve çevreye “İş adamı” olarak tanıtılıyor.
30 milyar doları aşan varlığı ile CIA, FBI, NSA ve çok sayıda güvenlik kuruluşuyla anlaşmayı biliyor.
Bill ve Hilary Clinton, James Baker, Madeleine Albright, George W. Bush, Fetullah Gülen’in yakın dostları içindedir.
Fetullah Gülen’in hayali Yeni Osmanlı Devleti ve evrensel bir halifeliktir.
CIA’nın yardımıyla Kazakistan, Tacikistan, Kıgızistan, Kıbrıs gibi ülkelerde yüzlerce medrese ve cemaatler oluşturdu.
Ak Parti’nin temeli Pensilvanya’da atıldı.
Mason Kuruluşlar ve Mason iş adamları Fetullah Gülen’e para yağdırıyor.
Çiftlik, tüm davetsiz misafirlere yasak.
Fetullah Gülen, “Türkiye’deki bir terör örgütünü ABD’den yönetiyor…” şeklinde ihbar edildi.
Amerika Güvenik Bakanlığı, bu ihbar üzerine Fetullah Gülen’i sınır dışı etmek istedi.
Ancak devreye CIA girdi ve Savunma Bakanlığı’na şu açıklamayı yaptı: “Bu adam ülkemizin ulusal güvenliği için bize lazım. Sahibi olduğu bütün okullarda yönetim elimizde. Yaptıkları ve bundan sonra yapacakları bizi ilgilendirmiyor. Çok sayıdaki ülkede binleri bulan okullara bizim ihtiyacımız var. İran’ı vurmak için bu adama ihtiyacımız var. Fetullah Gülen’in de karşılık olarak bizim gücümüze ihtiyacı var…”
Kısacası “ULUSAL GÜVENLİK” masallarıyla ABD yönetimi Fetullah Gülen’i kullanıyor.
Fetullah Gülen de hayalleri için CIA’yı ve ABD’yi kullanıyor. İşte bu sebeple Recep Tayyip Erdoğan’a öneride bulunuyor:
“Sırtınızı Amerikaya verin…”
Plan şöyle: “Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak için Fetullah Gülen’e ve Ak Parti’ye destek olunacak. Yeni Osmanlı Devleti adıyla eyaletlerden kurulu bir devlete izin verilecek (Kürdistan eyaleti planın diğer parçası), gerekirse ABD savaşta destek olacak. Özellikle Doğu Anadolu Bölgesi ve İran’a yakın bölgeler seçilerek askeri mühimmat stoklanacak.”
Bu anlaşmalardan sonra 2008 yılında Federal Mahkeme kararını açıkladı:
FETULLAH GÜLEN “EĞİTİM ALANINDA OLAĞANÜSTÜ YETENEKTİR”, ABD’DE KALICI İKAMET STATÜSÜ TANINMIŞTIR.”
Okuduklarınız kelimesi kelimesine doğrudur.
FETULLAH’IN SİNSİ PLANLARI NASIL BOZULUR?
ABD’nin ve aracılık eden CIA’nın oyundan çekilmesi durumunda fırıldak dolu oyun biter.
Fetullah Gülen’in Rusya’daki okulları, CIA ajanı tespit edilerek kapatıldı.
İran, Fetullah’ın okullarını, ülkesinin kültürel yapısını bozduğunu iddia ederek kapattı.
Yine Fetullah Gülen’in Özbekistan’daki okulları, CIA ajanı tespit edilerek kapatıldı.
Azerbaycan, “Bu okullarda İngilizce eğitim veriliyor, Türklüğe aykırı” diyerek Fetullah’ın okullarını kapatmaya hazırlanıyor.
Türkmenistan’daki okullarının kapatılma kararı alındı, yakında tamamı kapatılıyor.
İşte Fetullah’ın planlarını bozma yolu bu: OKULLARINI TEK TEK KAPATTIRMAK…
Fetullah Gülen, 130 ülkede binlerce okulunun bulunduğunu söylüyor.
Hangi ülkede okulu varsa, o ülkenin devlet başkanına ve büyükelçisine şöyle bir ihbarı topluca, binlerce yapmak yeterli:
“ ULUSAL GÜVENLİĞİNİZ TEHLİKEDE. FETULLAH GÜLEN’E AİT OKULLARDA CIA AJANLARI GÖREV YAPIYOR. LÜTFEN BU OKULLARI KAPATAN ÜLKELERİN BAŞKANLARIYLA İRTİBAT KURUNUZ.”
Denemekte fayda var. Zaten başka yolumuz yok…
İşte okulları ve bulundukları devletler:
Kuzey Amerika
Kanada: Dil kursları.
ABD: 5 özel okul, 50'nin üzerinde kültür merkezi.
Meksika: 1 okul ve kültür merkezi.
Güney Amerika
Kolombiya: Kültür merkezi.
Şili: Kültür merkezi.
Arjantin: Kültür merkezi. www.argentine-embassy-uk.org
Brezilya: Kültür merkezi.
Afrika
Fas: 4 okul.
Cezayir: Dil okulu.
Mısır: Dil okulu ve öğrenci evleri.
Moritanya: 1 okul.
Mali: 1 okul.
Nijer: 1 okul.
Çad: 1 okul.
Sudan: 2 okul.
Etiyopya: 1 okul.
Senegal: 1 okul.
Gambiya: 1 okul.
Gine Bissau: 1 okul.
Gine: 1 okul.
Burkina Faso: 1 okul.
Gana: 1 okul.
Togo: 1 okul.
Nijerya: 4 okul, 1 kültür merkezi.
Kamerun: 1 okul.
Orta Afrika Cumhuriyeti: 1 okul.
Kongo: 1 okul.
Uganda: 1 okul.
Kenya: 4 okul.
Tanzanya: Eğitim kompleksi (Dispanserleri, spor alanları olan kompleks ilköğretim okulu ve liseyi kapsıyor)
Malavi: 1 okul.
Mozambik: 1 okul.
Madagaskar: 1 okul, 1 kültür merkezi.
Güney Afrika: 4 okul.
Okyanusya
Avustralya: 7 okul.
Endonezya: 4 okul.
Filipinler: 4 okul.
Asya
Kazakistan: 29 okul.
Tacikistan: 13 okul.
Kırgızistan: 12 okul.
Türkmenistan: 20 okul.
Özbekistan: 1 okul.
Afganistan: 4 okul.
Pakistan: 6 okul, 1 kültür merkezi.
Hindistan: 3 okul, 1 dil okulu.
Nepal: 1 okul.
Bangladeş: 4 okul.
Moğolistan: 4 okul.
Japonya: 1 okul, 5 dil okulu, kültür merkezleri.
Güney Kore: 1 kültür merkezi.
Malezya: 1 okul.
Vietnam: 1 okul.
Kamboçya: 2 okul.
Burma: 2 okul.
Tayland: 3 okul.
Irak: 4 kolej.
İsrail: 1 kültür merkezi.
Yemen: 1 okul.
Avrupa
Rusya Federasyonu: 6 okul.
Azerbaycan: 12 okul
Gürcistan: 3 okul.
Ukrayna: 2 okul.
Moldova: 2 okul.
Litvanya: 1 kültür merkezi.
Letonya: 1 kültür merkezi.
Estonya: 1 kültür merkezi.
Romanya: 4 okul.
Bulgaristan: 3 okul.
Makedonya: 4 okul.
Arnavutluk: 4 okul.
Bosna-Hersek: 2 okul.
Macaristan: 1 dil okulu, 1 kültür merkezi.
Slovakya: 1 kültür merkezi.
Çek Cumhuriyeti: 1 kültür merkezi.
Polonya: 1 kültür merkezi.
Almanya: 3 okul, dil okulları ve kültür merkezleri.
Avusturya: 1 dil okulu.
İtalya: 1 kültür merkezi.
İsviçre: Öğrenci yurdu ve kültür merkezi.
Hollanda: Öğrenci yurdu ve kültür merkezi.
Belçika: 1 okul, öğrenci yurdu, dil okulu ve kültür merkezi.
Fransa: Kültür merkezi ve dil kursu.
Danimarka: Dil kursu ve kültür merkezi.
Norveç: Dil kursu ve kültür merkezi.
İsveç: Dil kursu ve kültür merkezi.
Finlandiya: 1 kolej, dil kursu ve kültür merkezi.
İngiltere: Öğrenci yurdu, dil okulu, kültür merkezi.
Portekiz: 1 kültür merkezi.
İspanya: Kültür merkezi ve dil kursu.
ÜNİVERSİTELER
Kazakistan kazank@kazakhstan.org.tr
HADİ, İHBARLARA BAŞLAYALIM:
“Sayın Kazakistan Büyükelçisi’ne, Devlet Başkanı’na kazank@kazakhstan.org.tr
ULUSAL GÜVENLİĞİNİZ TEHLİKEDE. FETULLAH GÜLEN’E AİT OKULLARDA CIA AJANLARI GÖREV YAPIYOR. LÜTFEN BU OKULLARI KAPATAN ÜLKELERİN BAŞKANLARIYLA İRTİBAT KURUNUZ.
Okul kapatan ülkeler: Rusya, İran, Azerbaycan, Özbekistan, Türkmenistan.”
Mr. Ambassador, State President
National security is at stake. CIA agents are on duty FETULLAH Gülen schools belong. The presidents of these countries, please contact your school closes.
School closes countries: Russia, Iran, Azerbaijan, Uzbekistan, Turkmenistan
YUKARIDA İSİMLERİ BULUNAN BÜYÜKELÇİLİKLERE BU MEKTUBU E-MAİL OLARAK GÖNDERİNİZ
Çiftliklerde artık inek koyun yetiştirilmiyor. TERÖRİST YETİŞTİRİLİYOR…
On binleri bulmuş… Eğitim süresi altı aymış… Bu teröristler, fakir ailelerden seçilirmiş…
Eğitilecek gençlerin ailelerine: "Amerika’da okuyacaklar" denerek kandırılıyorlarmış…
BU YAZIMDAN SONRA FETOŞ'UN AVUKATI BENİ UYARIYOR:
5651 SAYILI YASANIN 9. MADDESİ GEREĞİNİN YAPILMASI TALEBİDİR
Nurullah Albayrak nurullahalbayrak@gmail.com
Müvekkilim Fetullah Gülen’in isminin yer aldığı; vaken.freetzi sitesinde “FETULLAH İLE TAYYİP’İN FIRILDAKLARI NASIL BOZULUR?” başlıklı yazı, video ve yorumlarla müvekkil ve müvekkilin şahsında müvekkili seven insanların kişilik haklarına zarar vermektedir.
Yazı ve video içeriğine dair gerekli, yararlı ve ilgili olmayan nitelemeler ve yorumlar yapıldığı, gerçek dışı iddialara yer verilerek, tahrik edici, kamuoyunda husumet ve kuşku yaratıcı, güveni zedeleyici bir üslubun kullanıldığı; böylece, eleştiri sınırları aşılarak öz ile biçim arasındaki dengenin bozulduğu belirgin olup, hukuka aykırılık unsuru gerçekleşmiştir. Yazıda kullanılan bu sözler amacı ne olursa olsun başlı başına kişilik haklarına ağır ve haksız bir saldırı oluşturmaktadır.
İçerik Sağlayıcısı olarak yazılan yazılar, üçüncü kişilerin kişilik haklarına yönelik açık ve ağır bir saldırı niteliğindeki söz ve ifadeleri içeriyor ise, böyle bir içeriğin yayımlanması hukuk düzenince tasvip edilemez.
Müvekkilin isminin yer aldığı ve gerçek dışı iddia ve isnatların yer aldığı yazının sitenizde yayınlanması suretiyle müvekkilin kişilik haklarına zarar verildiğinden, 5651 sayılı ‘internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele edilmesi hakkında Kanun’un 9. maddesi gereğince; hukuka aykırı içeriğe haiz yazının yayından çıkartılmasını, aksi takdirde yasal yollara başvurulacağını ihtaren bildiririm.
Av. Nurullah Albayrak
“Cehenneme kadar yolun var. Allah’sız, Kitap’sız köpekler..."
YARGILANMASINI ISRARLA İSTİYORUM
FETOŞ’UN EŞŞEĞİ MEHMET BARANSU'NUN BU ASKERDEN NE FARKI VAR?
ADALET HER KİMSE İÇİN VARSA…
HADİ BUYURUN, ÖNCE MEHMET BARANSU’YU ÖTTÜRÜN.
SONRA İSPİYONCULARI TEK TEK DEŞİFRE EDİN…
FOTOĞRAFTA GÖRÜLEN MEHMETÇİĞE UYGULADIĞINIZ ADALET GİBİ…
GİZLİ BELGELERİ DEŞİFRE ETMEK, SIZDIRMAK SUÇSA…
ORDUDA NE KADAR FETULLAHÇI AJAN VARSA YARGILANMALI….
SİZ, FAHİŞE ADALETİN MEYVELERİ OROSPU ÇOCUĞU MUSUNUZ?
PEŞ PEŞE GELDİĞİ BİR ZAMANDA
TAYYİP'LE FETOŞ'UN ARASINI BOZACAK
FETOŞ'UN ÇOCUKLARIMIZA HAZIRLADIĞI HAİN TUZAK:
İMAMIN ORDUSUNA ASKER YETİŞTİRİYOR
25 Eylül 2013'de yayınladığım bu yazıdan sonra Tayyip ve çetesi, tüm dersanelerin kapatılacağını duyurur.
Fetoş durur mu, dersanelerinin kapatılacağını haber alır almaz, çetesine emir verir:
"İş ciddiye binerse düğmeye basın..."
ARDINDAN "FETULLAH KİMMİŞ" İSMİNDE BİR YAZI DAHA YAYINLADIM:
Bir dersane sahibinin anıları - Fettullah kimmiş?
Dershane yoğunluğu ile Fethullah'ın eğitim sisteminde neleri değiştirdiğini anlatmak için ancak fırsat bulabildim. Konu gerçekten çok geniş. Belki dile getireceğim şeyler pek çok arkadaşın bildiği şeyler. Buna karşın olabildiğince ayrıntıya inerek ülkenin bu hale gelişinin en büyük sorumlularından birinin nereden başlayıp nereye geldiğini özetlemek istiyorum. Ne tür bir eğitim aldığı belirsiz, Cumhuriyet içinde medrese mantığını taşıyan "salya sümük ağlayıcı" bu adam buraya nasıl geldi? Ne yazık, benim yaptığım işi yaparak: Dershanecilikten. Çok ilginç, bugün varlığını bile kabul
suçlunun da iyi çalışmayan, "Bu paraya bu kadar iş." diyen milli eğitim öğretmenleri olduğunu düşünürüm. Bu, ayrı tartışılması gereken bir konu.
1980'li yıllarda, idealizmin her aşamada sonlanmasından, "yorgun demokrat"ların kendin dertlerine düşmelerinden sonra bozulan eğitim, gençleri dershaneciliğe itti. Ülkenin her yerinde onlarca, yüzlerce dershane açılmaya başladı. 1990'a kadar cesareti olanın denediği bu iş kolu, o yıllardan sonra ayrı bir meslek grubu olarak
gelişmeye başladı. 1990'a kadar açılan dershanelerin çok büyük çoğunluğu, milli
eğitimden ayrılmış girişimci öğretmenlerin ortaklaşa kurduğu dershanelerdi. Azınlık olan da "Akyazılı Dershaneleri" adıyla İzmir'de başlayan, Fethullahçı grubun dershaneleriydi. Öğretmenlik mesleği dışında biri, neden eğitim sisteminin can alıcı
noktalarından birine niçin girer? O günlerde bu sorunun yanıtını vermek zordu. Herkes, bunun küçük bir dini hareket olduğunu düşünüyor; bu durumu kimse
ciddiye almıyordu.
1986'da, Isparta çevresinden henüz dershane bulunmadığı için, iki basamaklı sınavın birincisinden sonra, bir buçuk aylık arayı değerlendirmek için İzmir'e gittim. Kadifekale'ye yerleşmiş hemşehri varoşçuluğunun etkisiyle Akyazılı Dershanesi'ni
tanıdım. O yıllarda İzmir’de pek az dershane adı anımsıyorum. Basmane'deki dershaneye kaydoldum. Bozyaka girişindeki özel okulu da yurt olarak
kullanıyorduk. İkisi de Fethullah'ındı . Okulun yatakhaneleri, en üst kattaki spor salonu, o tarihlerde pek az okulun ulaşabileceği modernlikteydi. Ayın sonunda olağanüstü spor salonunda moral gecesi düzenlendi. VHS videoya kaset kondu. Fethullah Gülen'i ilk defa orada gördüm. Cumhuriyet karşıtı eylemlerinden dolayı aranıyordu. Kasette Fethullah "Kıbrıs'ı Yunanlılara terk etmeliyiz, oradaki Türkler,
Türklüklerini yitirmişler." diyordu. Bu cümlelerden sonra on kişilik grup geceyi
terk ettik. Fethullah, bu garip tümcesiyle aklımda kaldı.
Üniversiteyi Ankara'da, Hacettepe'de okudum. 90 yılına kadar da çevremde Fethullah Gülen'le ilgili dikkat çekici bir yapılanma görmedim. Bunun, Hacettepe'nin demokratik yapısıyla ilgisi olabilir, bunu şimdiye kadar düşünmedim. Sanırım Fethullah'ın işi, Türkiye dershaneciliğinin başlangıç noktası İzmir’deydi daha çok.
93'te Kayseri'ye atamam yapılınca, Fethullah'ın bu boşluğu nasıl değerlendirdiğini gördüm. Nevşehir'de, Kayseri'de çok yoğun bir örgütlenme içindeydiler ve Fethullahçıların yaptıkları işler, artık dershaneciliğin amaç dışında ve üzerindeydi.
Yalnız Nevşehir'de, Kayseri'de "Serhat Dershaneleri" adıyla değil, ülkenin her yerinde... Isparta'da Gölcük, Konya'da Sabah, Ankara'da Maltepe, İzmir’de Körfez,
İstanbul’da FEM... Ülkenin her yerinde farklı adlarla dershane sektörünü ele geçirmiş durumdalar. Yüz bin dershane çalışanının büyük çoğunluğu onların elindeki öğretmenlerden oluşuyor ve iç düzenekleri "tayin" esasına bağlı. Himmet felsefesine göre asgari ücretin biraz üzerinde çalıştırılan öğretmenler, Fethullah dershanesinden Fethullah özel okuluna, oradan Türk Cumhuriyetlerdeki okullara tayin esasıyla
çalıştırılıyorlar.
Sistemleri özetle şu: Bulundukları illerde muhafazakar insanlarla, ticari bağ kurup iletişime geçiyorlar. Hemen her ilde, dershane ve okulların sorumluluğunu üstlenmiş büyük bir ticaret adamı var. "Himmet" adı altında bağış toplanıyor. Yani gelirleri yalnızca özel öğretimden değil. Bağışlar ve özel okullardan toplanan paralarla "Işık Evleri" açılıyor. Işık Evleri'nde yoksul ve zeki çocuklar barındırılıyor. Öğle yemeği yiyecek parayı bulamayan genç, iyi niyetle onların arasına düşüyor; kendini onlara borçlu hissettiği için yaşam boyu ellerinden kurtulamıyor. Işık Evleri, bulundukları illerin en iyi semtinde. Sözgelimi Kayseri'de, en lüks semt Alparslan Mahallesi'ndeler. Kayseri'de kiralar avro üzerindendir ve yıllık üç bir avro ile yedin bir avro arasında kira istenir. Işık Evleri en az beş bin avroluk evlerdir. Rastlantıyla alt katımda ve üst katımda Işık Evi vardı. Apartman yaşamını yeni tanıyan yoksul aile çocukları, Türki
Cumhuriyetlerden gelen öğrenciler, lise öğrencileri; hatta ilköğretim öğrencileri evin
müdavimleridirler. Evde kimin yaşadığını belirlemek olanaksızdır. Size ikamet verirken bin dereden su getiren muhtar onlara bu ikameti nasıl düzenler, mahalleden sorumlu polis karakolu, onca şikayete rağmen neden evleri basmaz; bilemezsiniz. Komşulara Fethullah kitapları hediye ederler. Aynı şeyi bana denediklerinde karakola düştüğümüzü, orada ben "Burası hücre evi midir?" diye ortalığı ayağa kaldırırken saflıkla karakol amirinin özür diletmesiyle eve döndüğümü, büyük bir fırsatı kaçırdığımı utanarak yazmak zorundayım.
Poliste Fethullahçı yapılanmanın çoktan tamamlandığını o anda düşünemedim.
Ben karakoldayken evin yarım saat içinde boşaltıldığını öğrendim. Çok seri
biçimde arabalar evimizin önüne yanaşmışlar ve apartmandan otuz öğrenci bavullarıyla birlikte çıkmışlar. İki evin de sahibi tek kişiydi, tahliyesini istediğimizde yanıt şuydu: "Niye çıkarayım, her yıl aynı gün beşer bin avroyu tanımadığım birileri
getirip elime sayıyor. Niye çıkarayım ki?" Işık Evleri'nde, yurtlarda, özel okulların
yatakhanelerinde Atatürk karşıtı söylevler veriliyor. Gece yarısı zikir sesleriyle
uyanıyorsunuz. Herkese işleyen kanunlar bunlara işlemiyor. Herkes merak ediliyor, bunlar edilmiyor.
Kayseri'den örneklemeye devam edeyim. Burada "Hisarcıklıoğlu, Yelkenoğlu, Kılıçaslan, Akansu..." gibi özel okulları var. Servis şirketlerine kadar Fethullahçıların kendi ellerinde. Türkiye çapında da marka olmuş Kayserili işadamları, iş ilişkilerinde
"Benim çocuğum da orada..." diyebilmek için, yani ticari ilişkilerini zinde tutmak
için, çocuklarını o okullara gönderiyorlar. Karşılarındaki tek rakip TED Koleji.
Fethullah'ın Kayseri'deki temsilci iş adamı bir benzin istasyonu sahibi. Yaptığı göstermelik iş, bu. İl genelinde 12 bin öğrencilik dershane öğrencisinin yüzde altmışı onların elinde. Dershane binalarının pek çoğu kendilerinin. Fen lisesi, kaliteli Anadolu lisesi öğrencileri ücretsiz ya da başarısına göre aylık verilerek alınıyor. M1 adını
verdikleri derece sınıfları oluşturarak, rekabet ortamı isteyen çocukların o sınıflara
yalvararak girmesini sağlıyorlar. Kayseri'de Serhat Dershanelerine giden 8 bin öğrencinin elli kadarı derece için yetiştiriliyor; diğer çocuklar finansör olarak dershaneye alınıyor. O öğrencilerden de ailenin izlemediği, orta halli, öğretmenlik gibi bir mesleğe ulaşabilecek çocuklar belirlenip Işık Evleri'ndeki abilere, ablalara
teslim ediliyor. Abla, abi gibi derecelendirmeler, bir üst noktaya çıkmaya çalışan delikanlıya cazip geliyor. Derece arttıkça gizli bilgiler, sorumluluklar, takiyye eğitimi artıyor. Derece için olağanüstü yoğunlukla yetiştirilen öğrencilere her ilde derece
yaptırılıyor; bu da sonraki yılın eğitimden anlamayan velilerinin dikkatini çekiyor. Veli zannediyor ki çarpım tablosunu bilmeyen çocuğunu Fethullahçı dershaneye teslim ederse doktor olarak teslim alacak. Olağanüstü bir sahtekarlık, olağanüstü bir
vicdansızlık. İnsanların umutlarıyla oynamak...
Kayseri'de yüz civarında Işık Evi'in bulunduğundan söz ediliyor. Öğrenciler üniversiteye girince de kalacakları yerlere kadar ayarlanıp örgütle bağlantılarının sürmesi sağlanıyor. Genç, mezun olduktan sonra bağını koparamıyor; artık "Himmetçilik" anne babanın bile yerine geçmiştir. Çocuk, evleneceği eşinin bile yukarıdan gelen emirle belirlenmesine karşı çıkmıyor. Çevrem, ilk başlarda
tehlikenin ayrımına varmayan; örgüte kaptırdıkları çocuğu geri alamadıkları için
ağlayan anne babalarla dolu.
Genç, sonsuz dünya düşüyle; Atatürk'ü dışarıda öven, içeride lanetleyen bir bilinçle yetiştirilerek, tümüyle takiyyeci bilincin davranış biçimine ulaşıyor. Erkeklerin saçları uzuyor, kot montlarının ceplerinde Said-i Nursi'nin risalelerini taşıyıp her
fırsatta okuyor, okutuyorlar. Yalnız, Türki Cumhuriyetlerdeki okulların amaçları
farklı. Onlar daha çok Amerikan tarzı, İngilizce ağırlıklı dersler veriyorlar. Bu yüzden
Türki Cumhuriyetlere daha çok kendi bünyelerinde yetişmiş İngilizce öğretmenleri gönderiliyor.
Daha kötüsü, daha şaşırtıcı olanı; dershane piyasasında kullanılan kitap, yaprak test, tarama, deneme gibi yayımların ülke çapında yüzde doksan beşine Fethullahçılar hükmediyor. Güvender Yayınları tümüyle onlara ait. Türkçede, Köy Enstitülerini eleştiren, Dil Devrimi'ni derinden derine iğneleyen on binlerce yazıya rastlayabiliyorsunuz. Bu konular, bir şekilde çocukların beynine yerleşiyor.
Kaynak, Fem, Pi Analitik, Sabah, Körfez gibi ülke çapındaki pek çok yayın grubu onlara ait. Zaman Gazetesiyle birlikte deneme veriyor, Türkiye Geneli sınavları yapıyor, bir şekilde öğrenciye "Kendi konumun hakkında en iyi veri alabileceğin yer Güvender'dir. " mesajı veriliyor. Herhangi bir öğrenciyle, hangi aile yapısında yetişmiş olursa olsun Güvender'e bağlı yayınların farklı amaçlı olduğunu, kalitesiz
olduğunu tartışabilmek, öğrenciyi buna ikna edebilmek, şu anda gerçekten
olanaksız. Asker bile çocuklarını onların dershanelerine gönderebiliyor.
Okulların bütün resmi verilerini kendi dershaneleri için kullanabiliyorlar. İyi durumdaki bir öğrencinin evi Fethullah'ın dershanesi tarafından arandığında şaşırıyorsunuz. İstedikleri her türlü bilgiye kolaylıkla ulaşabiliyor ve bu bilgileri sanırım yalnız dershane için kullanmıyorlar. Internet ortamına "tümüyle" hakimler. Her yere sızıyorlar. Referanslı üyelik önerimle daha çok bunu düşünmüştüm; ama onu bile aşabilirler.
Her ildeki bu yapılanmanın ülke boyutunda nerelere ulaştığını siz tahmin edin. Paralar hangi yolla, Fethullah'a nasıl aktarılıyor, belirsiz. Ama himmet adındaki bağışlar, özel okul gelirleri, dershane gelirleri, yayın gelirleri ile inanılmaz bir ekonomik hakimiyetleri var. Onları devirebilmek olanaksız. Banka bağları, inşaat sektöründeki eylemleri, Shell gibi uluslararası firmalarla bağlantıları benim mesleğimin dışında kalan, yorumlayamayacağım şeyler. Orduya sızma boyutu da öyle. Genç teğmenlerin onursal kılıçlarını Fethullah'a armağan ettiklerini duyuyorum. Gazeteler, Amerikan tarikatlarıyla bağlar; daha sayılabilecek onlarca örgütsel etkinlik... Basit bir benzetme ile, Cumhuriyet adında bir ağaç eviniz var. Çocuklarınızla o evde mutlusunuz. O evin altındaki ağaç kurtlar tarafından kemiriliyor. Bir gün ağaç yıkıldığında ya çocuklarınızla birlikte yıkılıp öleceksiniz ya da çocuklarınızın o kurtlara dönüşümünü izleyeceksiniz. "Ben demokratım, çocuğum düşüncelerinde özgürdür. Neye inanırsa onu yaşar." derdi yorgun demokratlar. Umarım bu söylemden vazgeçerler; çünkü çocuğunuzun ellerinizden kayıp gittiğini görürsünüz ve çaresiz kalırsınız. Adı Deniz olan, Taylan olan pek çok Fethullahçı genç olduğunu söylesem şaşırır mısınız?
Prof. Necip Hablemitoğlu' nun altın şirketlerince öldürüldüğü lanse edildi. O, Fethullah'ın iç yüzünü belgelediği "Köstebek" adlı kitabının ilk sayfasına düştüğü bir numaralı dipnot yüzünden öldürüldü: "Bu, bu adamla ilgili hafif çalışmam. Daha
büyük çalışma bin sayfa dolayında, hazır; düzeltmeleri için uğraşıyorum. O kitapla
işim bittiğinde Fethullah'ın kim olduğunu daha iyi anlayacaksınız. " "Köstebek" kitabını piyasada bulamıyorsunuz. İkinci kitabınsa ne notlara var piyasada, ne adı...
Dershanecilikle başlayan, ülkeyi karşı devrimin zaferine götüren olgunun mantığı bu arkadaşlar. Bu eylemlerin Emperyalizm' in denetiminde gerçekleştiği açık. Kanımca her eylemleri dışarıdan planlanıyor. Kimlerle ne tür ilişkilere geçecekleri, kimi ortadan kaldırmaları gerektiği, zeki planlar dahilinde Fethullahçılara veriliyor. Fethullahçıların böyle bir organizeyi yapabilecek zeka ve duyusal birikime sahip olduklarına inanmıyorum.
Ben, insanlara elimden geldiğince mesleğimle ilgili neler yaptıklarını anlatmaya çalışıyorum. Elimden gelen daha fazlası değil. "Enseyi karartmayalım. " deyim oldu Çetin Altan'ın sayesinde; güzel bir umut sözü. Ama bana şu an anlamsız geliyor. Ense çoktan karardı bile... Hasan Sabbah'ın intihar fedaileriyle karşı karşıyayız. "Şakirtler" bu dünyadan çoktan vazgeçmişler. Yeni bir Ulusal Kurtuluş Savaşına gereksinim duymamayı dilemekten başka yapabilecek bir şeyim yok... Lanet olsun ki; yok, yok, yok! Anlatacak sayfalar var, umut yok.
BU YAZIMDAN SONRA TAYYİP, DERSANELERİN TAMAMEN KAPATILACAĞINI BİR DAHA TEKRARLAR...
FETOŞ VE ÇETESİ PİSLİKLERİNİ KUSMAYA DEVAM EDERLER
11 Ekim 2013
FETOŞ'ÇULAR PİSLİKLERİNİ KUSMAYA DEVAM EDİYOR
"MUSİBETLER KARŞISINDA SABRETMELİ..."
...TAYYİP PATLIYOR...

İNTERNET SİTELERİMDE YAYGARAYA BAŞLIYORUM:
DERSANELER İMAMIN ORDUSUNA ASKER YETİŞTİRİYOR…
KARAR VERİN:
YA DERSANELER KAPATILSIN…
YA İMAMIN ORDUSUNA ASKER YETİŞTİRİLSİN…
Fetullahçılar bir haftadır kafayı yemiş durumdalar.
Dışkısını yedikleri Tayyip’in ihanetine uğradılar ya…
Hani şu İmamın ordusuna asker yetiştirdikleri dersaneler yok mu?
Tek tek kapatılacakmış…
Aferin Tayyip’e… Kapat, kapat…
Kapılarına mıh denen o kocaman çivilerden çaksın ki, bir daha açılmasın……
Fetullah’ın fırıldak televizyonu Samanyolu, Tayyip’e soruyor:
“Hastaneler de özel… Niye onları kapatmıyorsun?”
“Bankalar da özel… Niye kapatmıyorsun?”
“Okullar da özel… Niye kapatmıyorsun?”
“Gücün fakirin fukaranın dersanesine mi yetiyor?”
Aynen böyle…
Hatta öyle bir örnek veriyorlar, gülmekten yellenme krizlerine tutuldum:
“Lokantalar da özel… Millet evinde yemek yiyebilir…
Lokantaları niye kapatmıyorsun?”
Dedim ya kafayı yemiş durumdalar…
Öyle kimseleri ekranlara çıkarıp konuşturuyorlar ki, midem bulandı.
Masum çocuklardan medet bekliyorlar.
Bunlardan biri annesini terör saldırısında kaybetmiş bir kızımız.
“N’olur dersanemi kapatma Tayyip amca” diye yalvarıyor…
Fetullah’ın fırıldakları yalvartıyor.
Ardından veryansın Tayyip’e…
Tayyip’le Fetoş’un ilişkisi din işi değil, çıkar ilişkisiymiş…
Birbirlerinin fırıldak işlerine destek verenler, çıkar ilişkileri bitince işte böyle keser olup, sap olup dönüyorlar…
Tayyip’in yerinde olsam özel okulları da kapatırdım.
Dersanelerin yüzde yetmişi Fetullahçıların olduğu gibi, özel okulların hemen hemen tamamı Fetullahçıların elinde…
Öncelik eğitim ama bu başka eğitim… İmamın ordusuna asker yetiştiriyorlar.
Fakat Fetullahçılar en az Tayyip kadar kurnaz çakallardır.
Mutlaka bir yolunu bulurlar.
Mesela yüzme kurslarını Tayyip kapatamaz.
İngilizce, Almanca, Fransızca, Rusca kurslarını…
Judo, boks, tekvando, karete… Kapatamaz…
Kurslara gidip eğitim almak anayasamızda en doğal haktır.
Bu yasayı Anayasa mahkemesi bile kaldıramaz.
Dersane yerine kurslar devreye girerse…
Diyelim ki Tayyip bunları da kaldırdı…
Siz de siyaset okullarını kaldırın kardeşim…
Partinin içinde siyaset okulu mu olur?
Hangi anayasada yazıyor bu?
Fetullahın fırıldakları karar vermeli:
“Hıyanet sarmalı”, ihanet sarmalından daha insaflı…
Kenan Evren’in dersaneleri kapattığını gördünüz mü?
İhanet sarmalı Tayyip okullarınızı da alır, televizyonunuzu da alır elinizden…
Fakat Tayyip yine duymaz… Çünkü onun derdi başka…
21 Kasım 2013
FETOŞ, İKNA EDEMEDİĞİ TAYYİP İÇİN DÜĞMEYE BASAR
SES KASETLERİ VE FOTOĞRAFLAR BİR BİR DÖKÜLÜR...
AKP'Lİ DÖRT BAKAN'IN ZARRAP'TAN ALDIĞI RÜŞVETLER ÇARŞAF EDİLİP SERİLİR...
BAKAN ÇOCUKLARININ PARA SAYMA MAKİNALARI, PARA KASALARI DEŞİFRE EDİLİR...
TAYYİP'İN OĞLU BİLAL'LE YAPTIĞI "SIFIRLA OĞLUM" KASETLERİ TAYYİP'E EN BÜYÜK DARBE OLUR...
TAYYİP DURU MU? KARŞI ATAĞA KALKAR...
İKİ SENE SÜREN PLAN VE PROJEDEN SONRA MİT, CIA VE MOSSAD'IN DA İÇİNDE YER ALDIĞI BİR DARBE TEZGAHLANIR...
MİT VE CIA, TSK GENERALLERİNİ KANDIRARAK DARBE YAPMAYA TEŞVİK EDER...
FETOŞ BU DARBEYE ONAY VERİR...
...VE BAŞINI HAKAN FİDAN'IN ÇEKTİĞİ DARBE TEZGAHI, FETULLAHÇILARI LİNÇ ETMEK AMACIYLA 15 TEMMUZ AKŞAMINDA GERÇEKLEŞTİRİLİR...
DARBE TEZGAHI PLANLANDIĞI GİBİ TIKIR TIKIR İŞLETİLİR...
FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜ MENSUBU DENEREK TÜM FETULLAHÇILARI VE TAYYİP'E MUHALİF YÜZ BİNLERCE ŞAHISI TASFİYE ETMEK ADINA ZEMİN HAZIRLANIR...
TAYYİP'İN DARBESİNİN SON ADIMI GERÇEKLEŞMİŞTİR...
ŞERİAT'I İLAN ETMEK İÇİN HİÇ BİR ENGELİ KALMAMIŞTIR...
SONUÇ: Tayyip ve Doğu Perinçek'in tezgahlayıp MİT, CIA ve MOSSAD'A havale ettikleri sahte darbenin nasıl oluştuğunu okudunuz.
Tayyip, Fetoş'un dersanelerini kapatmasaydı, Fetoş, Tayyip'in yolsuzluklarını deşifre etmeyecek, kaldıkları yerden Ergenekoncuları linç etmeye, orduyu çökertmeye devam edeceklerdi...
Fetoş'un terörist yetiştirdiği dersaneleri Tayyip'e ihbar etmekle suç işledim mi, bilemiyorum...
Ben doğru olanı yaptım...
Fakat Tayyip yine yanlış yolda...
İşlediği cinayetler, gerçekleştirdiği darbe, insanları kandırması, sahteciliklere bulaşması gün gelecek kendisine "yol, su, elektrik" olarak dönecektir...
Bu ülkede hiç bir şey gizli saklı kalmaz...
...ve adalet er geç gerçekleşir...
Günümüzde adaleti öbür dünyaya bırakan kalmadı...
Çünkü Müslüman kalmadı...
Bu sebeple Allah, her şarlatanın pisliklerini ayaklarına dolandırıyor...
Tayyip'in son dört yılda yaşadıklarına bakınız yeter...
Kalınbarsağında kanser var...
Beyninde tümör var...
Allah'tan korkmuyor, Fetoş'tan korktuğu kadar...
İyi uykular...
Kenan Akkuş (esrehber)



AKP’NİN TEMELİ PENSİLVANYA’DA ATILDI
AKP’NİN KURULUŞUNDA, FETOŞ’UN TAYYİP’E 40 MİLYON DOLAR BAĞIŞLADIĞINI BİLİYOR MUYDUNUZ?
BİLMEYENLER MUTLAKA ÖĞRENSİN:
Tayyip, Refah Partisi İstanbul İl Başkanı...
Kasımpaşa'da bir vakıfta ABD'nin Ankara Büyükelçisi Yahudi Morton Abramowitz ile tesadüfen tanıştırılır.
Tayyip'in parti içindeki başarılı hizmetlerinden söz edilir Büyükelçi'ye.
ABD Büyükelçisi ile İl Başkanı Tayyip'in kafaları öyle uyuşur ki, dost olurlar.
Tayyip, bu Yahudi'ye ideallerini, planlarını, ulaşmak istediği makamları anlatır.
Hatta bunlar için destek ister.
Tayyip'in hırsına hayran kalan Büyükelçi, ABD'deki "dostlarına" kendisinden söz edeceğini, idealler için onları "ikna" edeceğini söyler.
Nakşibendi tarikatının ve özellikle Mahmut Esat Coşan’ın büyük desteğiyle Tayyip, İstanbul Büyükşehir Belediye’sine Başkan olur.
ABD Büyükelçisi Morton Abramowitz, 15 Ekim 1996’da Tayyip’in kapısını çalar.
Recep Tayyip Erdoğan'ı İstanbul Belediyesi makamında ziyaret eden Büyükelçi, Tayyip'e, temsil ettiği ülkenin hükümeti tarafından gönderildiğini söyler: "Siz İstanbul'u yönetip yıldızınızı parlatabildiğinize göre, Türkiye için de çok şey yapabilirsiniz" der.
Bir parti kurması halinde ABD'nin maddi gücünü esirgemeyeceğini, her türlü desteği vereceğini söyler.
Yahudi Morton Abramowitz ile Tayyip'in birlikte hazırladıkları "ideal-planlar" tıkır tıkır gerçekleşir.
Tayyip ile ABD Büyükelçisi’nin görüşmeleri İstanbul Belediyesi'nin Florya tesislerinde kaldığı yerden devam eder, sık sık buluşmaya başlarlar...
Tayyip’in ABD seyahatleri gerçekleşmeye başlar...
Masonlarla, Yahudilerle "ideallerinin" pazarlığını yapar.
Türk Milleti ise Tayyip’in nereleri ziyaret ettiğini, kimlerle görüştüğünü, "idealleri" için kimlerle masa başına oturduğu bilmez.
Çünkü ülkemin insanı Tayyip Erdoğan'ın varlığının farkında bile değildir.
Onu sadece İstanbul halkı tanır, bir şeyh tarafından başlarına Belediye Başkanı eylenmiştir...
Fetullah Gülen ABD’ye kaçtığı günlerde, Tayyip’de ceza evine girer.
Dört buçuk ay kaldığı ceza evinden Temmuz’da çıkar.
Aynı yıl (1999) Tayyip yine ABD'yi ziyarete gider.
Fetullah Gülen ile Saylosburg’da buluşup pazarlık yapar.
Kuracağı parti tüzüğünü Fetullah Gülen’le birlikte hazırlar.
Türkiye'nin geleceği değil de, "Tayyip'in geleceği" üzerine planlar yapılır.
Fetullah Gülen’den, 40 milyon dolar yardımla birlikte cemaatinin seçimlerde destek olacağı sözünü alır.
Tayyip, ADL Yahudi lobisinde, Fetullah Gülen'in tanıştırdığı Yahudi Ayla Bakkalı’nın düzenlediği bir Yahudi toplantısına katılır.
Kuracağı parti tüzüğünde nelere yer vermesi gerektiği Tayyip’e anlatılır.
Anayasa’yı değiştirmesi, Başkan olması ve Türkiye’yi şehir devletlerine bölmesi istenir.
Yahudi lobisinin isteklerini kabul eden Tayyip, iktidara getirilmesi durumda Yahudilerin isteklerini yerine getireceğine söz verir.
Tayyip sekiz ay sonra, 16 Temmuz 2000'de ADL Yahudi Lobisinin daveti üzerine yine ABD'ye gider..
Morton Abramowitz’le buluşur. Büyükelçi, ABD hükümetinin desteğini tekrar anlatır. Seçim öncesi ve sonrasında neler yapması gerektiği yazılı halde teslim edilir.
Cüneyd Zapsu ile buluşur, kendisine danışmanlık yapmasını ister.
Korkut Özal ve Bülent Arınç’la birlikte Refah Partisinden istifa eder…
ADL Yahudi lobisinin gönderdiği 300 milyon dolar, Fetullah Gülen’in bağışladığı 40 milyon dolar, İskenderpaşa Cemaatinin topladığı 70 milyon dolar, Cüneyt Zapsu aracılığıyla ABD hükümetinden 300 milyon dolar ve yine Cüneyt Zapsu aracılığıyla Suudi Krallığından gelen 600 milyon dolar...
Korkut Özal, Bülen Arınç ve Sabri Ülker’in büyük iş adamlarından topladığı 100 milyon dolar, Kanal 7 kurucularının Almanya’da topladığı 50 milyon dolar...
Binali Yıldırım’ın Almanya’da genel müdürlük yaptığı gemicilik şirketinden soyduğu 140 milyon dolar…
Toplam bir buçuk milyar dolarla il ve ilçe teşkilatlarını hazırlayan Tayyip, Ak Parti adıyla 14 Temmuz 2001 yılında partisini kurar…
Tayyip’in akıl hocası Korkut Özal, "İslam dinini" istismar ederek halkı uyuşturmanın yollarını Tayyip'in beynine enjeksiyon ederken…
Tayyip’in diğer akıl hocası Cüneyt Zapsu, "uyuşturulan insanların elindeki kıymetler" hangi yollarla gasp edilir, "devlet denen kurumlar nasıl soyulur", işte bunların derslerini verir…
Tayyip ve çetesi şimdi cinayetler işleyen, hırsızlık ve gasp yapan, rüşvet karşılığında ülkenin değerlerini satan, rantı hırsız sülüklere paylayarak milyarlık rüşvetleri cebine indiren, halkı kandırarak ülkeyi kasıp kavuran bir mafyaya dönüşür…
FACE SAYFAMDA BANA KÜFREDEN...
AHLAK ENGELLİ
KANDIRILMIŞ FETÖ TERÖRİSTLERİNİ
DEŞİFRE EDİYORUZ
TAYYİP'TEN İMAM HATİP TERBİYESİ ALAN MÜSLÜMANLAR İŞTE
İZZET GÜLHAN
YÜZLERCE.....
HAZIRLANIYOR....